ESP Insider

Yeni yayınlanan tüm yazılarımızdan e-posta yoluyla ilk sen haberdar ol

Yazar

Berk Yağcıoğlu

Tarih

13 Kasım 2024

Tagler

Hogwarts Legacy
Hogwarts Legacy
Hogwarts Legacy

Çoğu insan gibi ben de üçüncü sınıfta okuduğum dönemden beri gerçek anlamda olağanüstü olan bir Harry Potter oyunu bekliyordum. Bu süre zarfında başımızdan bazı güzel LEGO Potter oyunları, başarısız bir EA Sports Quidditch oyunu ve adına Harry Potter Kinect dediğimiz bir kâbus geçti. Fakat bunların hiçbiri bize Hogwarts’ın gizli dünyasının kapılarını açacak bir mektup alma fantezisini yaşatmadı. Hogwarts Legacy ile artık Harry Potter evreninin büyüsünün bir kısmını yakalamayı başarmış bir oyuna sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Oyun açık dünya haritası ile Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’nun temasını çok iyi tutturuyor, büyü yapma üzerine kurulu dövüş sistemi insanı sersemletecek kadar güzel, bu dünyada yaşayan karakterlerin ilgi çekici ve unutulmaz olmasının yanı sıra oyun onlarca saatinizi yiyecek tonlarca yan içeriğe sahip. Oyun teknik açıdan gelmiş geçmiş en başarılı iş sayılmaz ve düşman çeşitliliğinin azlığı gibi bir probleme sahip ama Hogwarts Legacy’nin sorunlarının hiçbiri Büyücülük Dünyası’na yaptığınız bu müthiş ziyaretten aldığınız hazzı bir Descendo büyüsü ile düşürmüyor.

Karakterlerin çoğunluğu hatırda kalıcı ve hemen kanınızın ısınacağı cinsten.

Zamanınızın çoğunu geçireceğiniz karakterler kampüste dost olduğunuz sınıf arkadaşlarınız ve bunlar bazı görevlerde size eşlik ediyor ve büyü yapmanızda size yardımcı oluyorlar. Bu karakterlerin çoğunluğu hatırda kalıcı ve hemen kanınızın ısınacağı cinsten. Örneğin ukala ve etik anlayışı çok gelişmemiş bir Slytherin olan Sebastian ile akıllı ve soğukkanlı bir Gryffindor olan Natsai. Bu ikisiyle zaman geçirmek ve bu karakterleri ile ilişkili görevler ile sosyal bağlantılarınızı genişletmek Hogwarts’ta geçirdiğiniz zamanın çok daha eğlenceli olmasını sağlayan ögeler.

Oyunun dünyası, bir Potter dünyasından beklediğim her şeye ve daha da fazlasına sahip.

Daha da iyisi ise oyunun dünyası, bir Potter dünyasından beklediğim her şeye ve daha da fazlasına sahip. Kendinizi Hogwarts’ın taş döşeli koridorları ve gizli geçitlerini keşfederken bulacak, büyülü bir süpürge ile Yasak Orman’ın etrafında uçacak ve sadece Lumos büyünüzün ışığının aydınlattığı karanlık mağaraları gezeceksiniz. Avalanche’ın geliştiricileri Büyücülük Dünyası’nın görünüşü ve hissiyatını o kadar iyi canlandırmışlar ki bana ne kadar saçma bir görev verilmiş olursa olsun sadece orada olmak bile nefesimi kesti diyebilirim.

Bu sürükleyici ortam Legacy’nin problemli performansı ile bazen bozuluyor, öyle ki PlayStation 5’te oynadığım sürece oyun hemen hemen her türlü sorunu çıkartarak IGN performans inceleme ekibinin gözyaşlarına boğulmasına sebep oldu. Sorunların en büyükleri arasında kare hızı dengesizliği, ışıklandırma çok karanlıktan çok aydınlığa geçerken oluşan garip bozulmalar, haritada hızla dolaşırken bir şeylerin birbirine girmesi ve buna benzer şeyler mevcut. Ayrıca Hogwarts’taki her kapının bir yükleme ekranı ile açılması gibi saçma sapan bir durum da var. Maceranın içinin ne kadar dolu olduğunu hesaba katarsak bu soruna belki anlayış gösterilebilir ama PS5’in yükleme ekranlarına son verme vaadiyle çıktığını düşünürsek cihazın bu oyunun altından kalkmakta zorlandığı gerçek.

Performans problemleri haricinde Legacy genel olarak da hatalara sahip bir macera. Tahminen birkaç kez haritadan düşeceksiniz, çevreye takılmış bir karakter veya nesne göreceksiniz, hatta bazen konuşmakta olduğunuz kişinin ayağa kalkıp sizden uzaklaşmasına ve iki dakika boyunca boşluğa konuşmak zorunda kalmanıza da tanıklık edeceksiniz. Oyunu bozacak tarzda veya adını anmaktan bile tiksineceğiniz derecede sıkça gerçekleşen bir hata ile hiç karşılaşmadım ama bu tarz problemlerin sinir bozucu olduğu aşikâr.

Dövüşler muhteşem, zorlayıcı ve kesinlikle büyüleyici.

Filmlerdeki asa sallamalı dövüşleri sıkıcı bulan birisi olarak Hogwarts Legacy’nin saatler boyunca asa sallayarak büyü yapma mekaniğinin canımı sıkacağından korkuyordum ancak bu konuda hatalı olduğumu söyleyebilirim. Dövüşler muhteşem, zorlayıcı ve kesinlikle büyüleyici. Asanızdan ışık çıkarmaktan öte yapabileceğiniz çok fazla şey var! Dövüş sistemindeki olay düşman saldırılarından kaçınmakta ve karşı saldırı yaparken yaratıcı kombolar kullanmakta yatıyor. Örneğin Accio ile düşmanlarınızı kendinize çekebilir, yakın menzilli Incendio ile hepsini ateşe verebilir ve sonrasında patlayıcı Bombarda büyüsü ile uzağa fırlatabilirsiniz. Düşmanlarınızı aptal yerine koyacak hareketleri birbiri ardına sıralamak hiçbir zaman sıkmıyor, özellikle elementel büyülerinizin yakın düşmanlara zıplamasını veya alan etkili saldırılara dönüşmesini sağlayan becerileri yetenek ağacı vasıtasıyla açtığınız zaman işler iyice ilginçleşiyor.

Sonuç

Hogwarts Legacy hemen hemen her açıdan hep oynamak istediğim tarzda bir Harry Potter RPG oyunu. Açık dünya macera stili ile yakaladığı Büyücülük Dünyası’nın heyecanı ve gizemleri, akılda kalıcı karakterleri, zorlu ama incelikli dövüş sistemi ve muhteşem bir şekilde hayata geçirilmiş olan Hogwarts öğrencisi fantezisi ile onlarca saat boyunca beni ekrana çivilemeyi başardı. Kendisinin çeşitli teknik problemlere, sallapati bir ana hikâyeye ve az düşman çeşitliliğine sahip olması gibi dezavantajları var ama bunların bile oyunun bana yapmış olduğu büyüyü bozmaya yetmediğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Esporland’i Takip et!

ESP Insider

Yeni yayınlanan tüm yazılarımızdan e-posta yoluyla ilk sen haberdar ol

ESP Insider

Yeni yayınlanan tüm yazılarımızdan e-posta yoluyla ilk sen haberdar ol